Prof. Dr. Kamil Aydın: 21. Yüzyıl Türk ve Türkiye Asrı Olacak
MHP Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın “100. Yıl Seçimi Programı” konuk oldu. 14 Mayıs seçimleri ve dış politikaya ilişkin önemli değerlendirmeleri oldu. “21. Yüzyıl Türk ve Türkiye Asrı Olacak” vurgusu yaptı.
Anadolu Yayıncılar Derneği bünyesindeki 60 televizyon ve 45 radyo ile sosyal medyadan yayımlanan “100. Yıl Seçimi Programı” Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezinde gerçekleştirildi.
Gazeteci Büşra Cin’in sunumuyla özel programın bu programdaki konuğu, Milliyetçi Hareket Partisi Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın oldu.
Prof. Dr. Kamil Aydın, 14 Mayıs seçimlerini ve Erzurum’daki seçim çalışmalarını değerlendirdi.
Prof. Dr. Kamil Aydın.” Milliyetçi Hareket Partisi olarak her birimiz bir bölgede seçim bölgesinde sahadayız. Allah’a şükür, özelde Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’na yoğun bir ilgiyle karşılaşıyoruz.15 gündür alandeyız.20 ilçesini dolaşmaya çalışıyoruz Erzurum’un. Merkezinde STK’lar ile yerel yönetimler ile özellikle muhtarlarımız ile yaptığımız toplantılarımızda Milliyetçi Hareket Partisi’nin özlenen, beklenen bir siyasi irade olduğunu çok açık bir şekilde ifade edildiğine tanıklık ediyoruz. İnşallah bu son 15 günde de ivmemiz bu kat ettiğimiz muhafaza edilir. İnşallah türk siyasetinde her zaman olduğu gibi 54 yıllık süreçte nasıl ki bir yüce milletimizin teminatı olduysa bundan sonrada inşallah kazanacağı temsil kimliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir teminat olma özelliğini muhafaza edecektir. Bunu Erzurumlu dadaşlar çok açık bir şekilde ifade ediyorlar. Eylemleriyle gösteriyorlar, desteklerinde belirtiyorlar. İnşallah biz de onlara layık olmaya çalışacağız. İyi bir ekibiz, güzel bir ekibiz sahadayız. İnşallah milletimizin teveccühüne mazhar olacağız” açıklamasında bulundu.
- Yüzyıl Türk ve Türkiye Asrı Olacak
Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile dış politikasında göstermiş olduğu kararlı duruşa vurgu yapan Prof. Dr. Kamil aydın, “ 21. Yüzyıl Türk ve Türkiye asrı olacak. Hedefimiz bu. Bu milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasi serüveninde ilk günden beri ortaya koyduğu bir hedef Lider ülke Türkiye. Sayın genel başkanımız bunu 90’lı yıllarda açık ve net bir şekilde ifade etti. ve inanın il il ve ilçe ilçe bunları anlatmaya çalıştık. Lider Ülke Türkiye vizyonunun artık hayat geçirme özellikle Cumhuriyeti’mizin 100. yılında taçlandırma gibi bir düşüncemiz söz konusu. Evet bunu yapmak için çok kararlıyız. Tabii ki bu uluslararası ilişkiler bağlamında da artık biz de rekabetçi olan ülkeler arasına katılmak için elimizden gelen atılımları yapmaya çalışıyoruz. Ve yapacağız inşallah. Bunun çok tipik bir örneğini vereyim inanın bunu dışarda gezdiğimiz dolaştığımız ve katıldığımız toplantılarda çok açık ve net bir şekilde yandığını ifade edildiğini görüyoruz. Mesela somut bir örnek vereyim aziz milletimiz ile paylaşmış olayım. Türkiye nereden nereye geldi cumhur İttifakı ile kararlı dış politikayla dik duran göbeğini kendi kesen, kararlarını kendi alan, talimat almayan bir ülke konumuna gelmesinin yansıması adına bir örnek olsun diye ifade etmek istiyorum. Bir NATO toplantısı arifesinde bir araçla tüm siyasi parti temsilcileri de var Türk delegasyonu olarak Washington’da kalabalık gösteri alanının önünden geçiyoruz. Ne oluyor diye sorduğumuzda şoför yabancı. Burada Somali ile ilgili bir gösteri var dedi. Somali’deki demokratik seçilmiş hükümeti düşürülüp yerine bir askeri rejimin getirilmesiyle ilgili bunu protesto eden Somalili insanların bir gösterisi söz konusu. Şoför yabancı tabii bilmiyoruz nereli olduğunu oda bizi bilmiyor nereli olduğumuzu. Sadece meraklarımızı gidermek için sorduk. Dedi ki yalnız ABD Somali’nin içişlerine karışıyor ama şunun farkında değil. Artık ABD bir süper güç olarak yalnız değil dedi ve devamında şöyle söyledi. Dedi ki artık bir Rusya gerçeği var bir Çin gerçeği var, ondan sora dedi ki bir artık Hindistan gerçeği var bir Brezilya gerçeği var ve en sonda beni duygulandıran kısmı etkileyen kısmı da orası oldu. Artık dedi elhamdülillah Türkiye var dedi. Öyle deyince ben Müslüman Afrika kökenli olduğunu anladım. Bu bizi etkileyen heyecanlandıran bir ifade oldu. Birbirimize baktık hâlbuki diğer bugünkü Millet İttifakı’nı oluşturan 3 partinin temsilci böyle birbirinin somurtarak durdular. Biz dedik ki bakın Türkiye’nin dışarda imajı bu. Allah’a şükür uluslararası bağlamda da Türkiye inşallah, o ilk 5’lerin ligini hedef etmiş oraya katılmayı önceleyen bir yapıda ilerliyor.” Şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kamil Aydın, Türkiye’nin Yurt içi ve Yurt dışı harekât ve operasyonların yanısıra Uluslararası sorunlara yönelik Türkiye’nin desteklerini değerlendirdi.
Aydın:” Allah’a şükür her şeyimiz açık ve net. Milletimizin gözü önünde yaptık her şeyi. 27. Dönemde malumunuz Türkiye, bir bakıma Lüblanlaştırma sürecine tabii tutuldu. Daha sonra, Iraklaştırma, Suriyeleştirme, Libyalaştırma süreçleri gördük. Uluslararası bağlamda bu kavram çok kullanılıyor. Aziz vatandaşlarımızın daha kolay anlaması için şöyle söyleyeyim. Yani biraz önce saydığım, bir ülkeyi etnik ya da mezhep temelli küçük parçalara ayırmak sözüm ona demokrasi götürme, özgürlük götürme, insan haklarını geliştirme adına yapılan ve daha birbirleriyle sevk etme. Bu Lübnan ile başladı. Biliyorsunuz, Lübnan’da mezhep, inanç, etnisite bağlantılı bir ülke varlıktan yokluğa konuldu. Bugün o Lübnan’da suya muhtaçlık var, elektriğe muhtaçlık var. İnanın karın tokluğuna dahi muhtaçlık var. Niye öyle bir yönetim organizasyonu oluşturuldu ki, başbakan biri oluyor, meclis başkanı biri oluyor, cumhurbaşkanı biri oluyor. Bakanlıklar tamamen Zillet İttifakı2nın yapmaya çalıştığı şekilde 6’lı, 7’li, bir konsey oluşturma bir üst yönetim oluşturma. Allah korusun bu bir kaos ve kaotik ortam arayışıdır. Bu Irak’ta da yapıldı. Bakın bugün Irak’ta hükümetler kurulamıyor. Seçimler yapılamıyor. Sokak kavgaları, inanın sözüm ona Sadam gibi bir, güya diktatörden kurtulma adına daha büyük bir bedeller ödendi. Yokluk, kıtlık, açlık, kan daha da arttı. Suriye’de aynı şeyler yapılıyor. Allah korusun bu nedir etrafımıza baktığımızda aziz vatandaşlarımız şunu görsün bilsin haritaya baktıklarında çok açık net bir şekilde. Bu bir de Türkiye’yi aynı zamanda bölgesinde lider olan olma teşebbüsünde bulunan geçmişte olduğu gibi yine güçlü ayakları üstüne basan bir Türkiye’yi de aynı zamanda bir kuşakla etrafını çevreleme operasyonudur. Allah korusun, 15 Temmuz bunun son bir provasıydı. Allah korusun başarılı olunsaydı inanın bugün aynen Irak’taki gibi, Suriye’deki gibi bir takım Kantonlar ve iç mücadeleler, Allah korusun etnik ya da mezhep temelli ya da başka boyutta iç çatışmalar olacaktı. Ama bu sefer biz dedik ki kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Artık milli irade hakim. İçerde yerli ve milli bir duruş hakim bunun adı da Cumhur İttifakı. Yürüyelim terör nerdeyse bizim için tehlike nerde arz ediyorsa orda yok edeceğiz başını ezeceğiz. Buna önce kimse inanmadı ve içerden çok muhaliflik oldu. Onun için biz tezkerelerde çok zorlandık .Bugün Libya’da bir askerimizin dahi burnu kanamadı. Suriye’de biz eğer o hamleleri, o harekatları yapmasaydık Allah korusun hem içerde hem de sınır boyunda korkunç bedeller ödüyorduk Irak’ın içerisinde , Kandil dahil , Gabar dahil tüm terör yuvalarını olduğu yerde imha yöntemiyle takip ve yok etme yöntemiyle yapmasaydık bugün içerde hala 2014’lü,2015’li yıllarda canlı bombalarla allah korusun büyük kayıplarla ödediğimiz bedelleri ödüyor olacaktık” dedi.